kedi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kedi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Temmuz 2011 Perşembe

Doktor kovalamaca

Yazılarımıza 2 gün ara vererek siz değerli okurlarımızı (2 bilemedin 3 kişi) üzdüğümüz için özür dileriz. Az olan değerlidir mantığını felsefe edinen bu blog sitesi yazarları sıcağın etkisinden dolayı yazılarına ara vermişti. Aldığımız elektronik postalar (yalnızca 2) olmasaydı büyük bir hayal kırıklığına uğrayabilirdik. Fakat siz değerli okurlarımızın var olduğunu bilmek bize ayrı bir mutluluk veriyor. Şimdi eskisinden daha heyecanlı, ayakları daha sağlam yere basan yazar dostlarınız var.

Peki bu 2 günde ne mi yaptık. Ben doktor kovaladım, Deca da kedi. Doktor kovalamam hasta olduğumdan değildi. Bir an için canınız sıkıldı farkındayım. Şunu belirtmek isterim ki taş gibiyim. Bu 2 günlük zaman içerisinde bir tercih yapmam gerekiyordu. Ya askere gidecektim ya da doktora. Ben doktora gitmeyi tercih ettim olay bu. Büyütmenin anlamı yok sanırım. Keşke kovaladığım kedi olsaydı. Balkona çıkar kışt höyt derdim ve sorunumu çözerdim. Aynı şeyi doktora diyemediğim için gergindim bugün.

Aile hekimime giderken yanıma peder beyi de aldım. Hani benim tıkandığım yerde peder bey devam etsin istedim. 28 günlük rapor alabilmek o kadar kolay değil. Kolay olmadığı için de zaten ret cevabını aldık. Bir kaç sağlık ocağı dolaştıktan sonra son durağımız Alaşehir devlet hastanesi oldu. Burada da sonuç değişmedi. Herşey benim askere gitmem içindi biliyorum. Bu konuda doktor beylere ve hanfendilere teşekkürlerimi sunuyorum da bu kadar tırsmasalar daha iyi olurdu diye düşünüyorum. Rapor vererek sorumluluk alıyorlar ya o yüzden yanaşamıyorlar bu tür işlere malesef.

Durum, içinden çıkılmaz bir hal aldı. Hastanede gördüğüm o hoş kızı(?)görmem bile beni kesmedi. Keşke daha farklı zamanda daha farklı yerde görseydim. Aile hekimimle tekrar görüştüm ve bu kez kopardım 10 günü. Bir kaç saat sonra daha da mutlu olacağım bir haber aldım. 30 günlük raporu verebilecek doktoru bulduğunu haber veren abimdi telefonun diğer tarafındaki ses. Bu ses 2 günlük çabama değdi.

İşte böyle blog kardeş. 2 gün ara verdim diye kızma. Fırsat buldukça yazmaya devam edeceğim. Okunmasak da yorumlanmasak da o blog bizim blog'umuzdur. Yabana mı atçaz seni yani. Sen bizim evladımız gibi oldun. Haykıramadığımız şeyleri burada haykırıyoruz. Seni neden bu kadar seviyoruz biliyor musun? Derdimizi paylaşıyorsun. Öneri getirmesen de dinliyorsun. Bu bile yeter şimdilik.

Not: Deca'nın kovaladığı kedi en son doktorun evinde görüldü. Doktorla aynı kaderi paylaşan kedi, doktorun evine yerleşme kararı aldı.

Anneee bittiii

20 Temmuz 2011 Çarşamba

Gez Göz Toptepecik

Pikniğe gitmeden bahsettiğim o diken varya evet o diken battı ama normal bi yere. Ayağıma. Başarısız bir kaç denemeden sonra çıkaramadığım bu diken bir kaç dakikalığına da olsa orada bulunanların içine oturmuş olacak ki yine amansız bir uğraşla dikeni ayağımdan çıkarmayı başardım. Sonrası daha da ilginç. Kovalanan kediler vızıklayan cırcır böcekleri ve en sonunda da uçan bir kedi gördü bu gözler.

Hayatım boyunca pikniklerden nefret ettim. Nedendir bilmiyorum insan pikniğe eğlenmeye gider ben sıkıntı çekmeye. Belki de hiç bir dönem bize ait bir arabanın olmayışı ve götürülmesi gereken bütün o malzemeleri elle taşıyor olmamız daha pikniğin başında yorulmama sebep oldu. Sonunda da piknikte eğlenecek zamanı yolda harcamamız ve güneşin altında stres dolu bir serüvene karışmamız etkili olmuştur. Bugünü diğer pikniklerden ayıran en büyük nokta ise uzun zamandır piknik yapmıyor olmam ve kafa dengi biri ile muhabbet etmemiş olmamdı. Evet gittiğim her piknikte o bildik tanıdık aşina ev etrafına ilaveten bugün şehir dışından misafirlerin gelmesi pikniğe ayrı bir güzellik kattı.

Geri dönüş yolunda arabaya sığmamış olmamız çok yememizden değildi. Zaten 2 turda anca gelebilmişti bizim geniş aile piknik alanına. Dönüş yolunda arabaya binmeyecek gönüllüler listesinde en başta ben vardım. Çünkü o güzelim havayı ve serin rüzgarı hissetmem gerekiyordu. Benimle aynı fikirde olan biri daha vardı. Tuğba. Çok şirin sempatik bir o kadar da tatlı olan bu yol arkadaşımla paylaştığım 20 dakikanın her anı güzeldi. Güzel geçen piknik gününe yakıştı yani.

Buradan sesleniyorum. Deca. bu Alaşehir'de gezmediğimiz yerler varmış meğer. Biz kendimizi harcamışız Cemil'in yerinde. Toptepe bu konuda diğer bütün piknik alanlarını geçiyor. Neden mi? Bir: Her yer tertemiz. İki: Her yer çimenlik ve çimenlere basmak serbest:) Üç: Alaşehir'i gece seyretmek isteyenler için züper manyak bir mekan keşfettik tuğba ben ve diğer adını paylaşmaya gerek duymadığım kişilerle.

Blogtan bahsettim bu arada. Adresi söyledim. Züpper dedi. Birazdan burada yazdığımı facede paylaşacağım. Ve şunu biliyorum ki blogumuz artık Deca ve ben den ayrı tanınmaya başladı. Bunun da ilk örneği Tuğba olacak.

Buradan sesleniyorum Tuuuğba. Sonuna kadar okuduğunda yorumunu bekliyorum. Ha bu arada eve girebildiniz mi? :))