Hayatım boyunca pikniklerden nefret ettim. Nedendir bilmiyorum insan pikniğe eğlenmeye gider ben sıkıntı çekmeye. Belki de hiç bir dönem bize ait bir arabanın olmayışı ve götürülmesi gereken bütün o malzemeleri elle taşıyor olmamız daha pikniğin başında yorulmama sebep oldu. Sonunda da piknikte eğlenecek zamanı yolda harcamamız ve güneşin altında stres dolu bir serüvene karışmamız etkili olmuştur. Bugünü diğer pikniklerden ayıran en büyük nokta ise uzun zamandır piknik yapmıyor olmam ve kafa dengi biri ile muhabbet etmemiş olmamdı. Evet gittiğim her piknikte o bildik tanıdık aşina ev etrafına ilaveten bugün şehir dışından misafirlerin gelmesi pikniğe ayrı bir güzellik kattı.
Geri dönüş yolunda arabaya sığmamış olmamız çok yememizden değildi. Zaten 2 turda anca gelebilmişti bizim geniş aile piknik alanına. Dönüş yolunda arabaya binmeyecek gönüllüler listesinde en başta ben vardım. Çünkü o güzelim havayı ve serin rüzgarı hissetmem gerekiyordu. Benimle aynı fikirde olan biri daha vardı. Tuğba. Çok şirin sempatik bir o kadar da tatlı olan bu yol arkadaşımla paylaştığım 20 dakikanın her anı güzeldi. Güzel geçen piknik gününe yakıştı yani.
Buradan sesleniyorum. Deca. bu Alaşehir'de gezmediğimiz yerler varmış meğer. Biz kendimizi harcamışız Cemil'in yerinde. Toptepe bu konuda diğer bütün piknik alanlarını geçiyor. Neden mi? Bir: Her yer tertemiz. İki: Her yer çimenlik ve çimenlere basmak serbest:) Üç: Alaşehir'i gece seyretmek isteyenler için züper manyak bir mekan keşfettik tuğba ben ve diğer adını paylaşmaya gerek duymadığım kişilerle.
Blogtan bahsettim bu arada. Adresi söyledim. Züpper dedi. Birazdan burada yazdığımı facede paylaşacağım. Ve şunu biliyorum ki blogumuz artık Deca ve ben den ayrı tanınmaya başladı. Bunun da ilk örneği Tuğba olacak.
Buradan sesleniyorum Tuuuğba. Sonuna kadar okuduğunda yorumunu bekliyorum. Ha bu arada eve girebildiniz mi? :))

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder