31 Temmuz 2011 Pazar

Sevmenin Parasal Karşılığı


'Issız bir adaya düşseniz yanınıza alacağınız 3 şey ne olurdu?' diye sorulan soruları hiç anlamamışımdır. Öncelikle neden 3 şey ve neden ıssız bir ada? Soruya ilginçlik katmak mıdır amaç yoksa gerçekten birileri ıssız adaya gitti ve aklına bu soru mu geldi? Bir dahaki sefere kesinlikle şu üç şeyi alacağım mı dedi? Ya da yanında başka bir arkadaşı vardı ve oğlum bak bir daha buraya gelirsek yanımıza sabun, havlu, şampuan alalım artık senin kokunu çekmek istemiyorum mu dedi? Yoksa 'ya yeter ot yediğimiz bir dahaki sefere tavuk, köfte, pirzola alalım' mı dedi? Kimin ne amaçladığı bilinmez bana son derece saçma geliyor. Issız adaya düşmek derken neyi kastediyor? Uçaktasın, uçak irtifa kaybetti ve düştü. Bu durumdan yara almadan kurtulabileceğinizi mi sanıyorsunuz? O zaman sorunun cevabı tamamen değişiyor. Issız adaya düştüğünüzde alacağımız 3 şey 1:yara bandı 2:oksijenli su 3:sargı bezi.

Napolyan'a bu soru yöneltiğinde 3 kez para cevabını vererek güya paranın çok değerli olduğunu ve ıssız adada dahi olsanız onu orada kullanmanız gerektiğini hatta mecburiyeti ifade ediyor. Napolyanın bu sözünden parasız hayatın olamayacağı açık şekilde vurgulanıyor. Paraya mecbur olmak insanlığa ne kazandırır acaba? Peki para olmadan da yaşanabileceğini kanıtlayabilecek olan var mı bana? Zor görünüyor. Bu durumda haklı galiba Napolyon. Napolyon 3 kez para diyerek insanların nerede olursa olsun aç gözlü olduğunu mu kastetti yoksa. Belki de kendisi aç gözlüydü ve onun için bu cümleyi kullandı. Bir kez para demiyor, bunu 3 kez tekrarlıyor. Burada ince bir nükte yatıyor sanırım. O zaman bize de cümleyi kendimizce yorumlamak kalıyor.

Olay gerçekten gerçekleşti ve bilmem kaç yüz metreden düştü uçağınız adaya. Amerikan yapımı 6 sezon gösterimde kalan Lost dizisindeki gibi bir durum yaşandı. 40 yolcu adanın bir tarafına bundan biraz daha az sayıdaki yolcular adanın diğer tarafına düştü. O kadar adamın her ne hikmetse burnu bile zor kanıyor olmasına hala anlam veremedim. Neyse olaya dönelim. Ne yaptılar oradaki insanlar ilk zaman? Söyleyeyim. Yardımlaşma, dayanışma, birbirine destek, inanç ve azim. Paranın gerçekleştiremeyeceği şeylerdi bunlar. Şimdi soruyorum sana Napolyon bana para ile inancı, azmi, dayanışmayı satın al bakalım.

Napolyon burda basit bir örnek sadece. Benim asıl anlatmak istediğim para ile satın alınamayacak şeylere aslında ne kadar yakın olduğumuz ve bu saydıklarımı istersek çok rahat gerçekleştirebileceğimiz. İnanç (fate) yazıyordu sanırım Lost karakterlerin birinin parmağında. Hayatınızda bir şeylerin iyi olacağına inanmazsanız ve bu uğurda azmetmiyorsanız yalnızlık bırakmayacaktır peşinizi. Kalabalık içinde yalnızlık yaşamaktır aslında amaçsızlık.

Bazı insanlar hayatı boyunca sadece kendisi için yaşar, umursamaz yanı başındakini. Hayatı para olmuştur onların. Düşüncelerini, inançlarını hep para oluşturmuştur. Para biriktirirler ve para biriktirmek açgözlülüklerinin bir başka boyutunu oluşturmuştur artık. Napolyon'un bahsettiği bu olabilir mi?. Hiçbir şeyin alınamayacağını bildikleri halde adaya giderken dahi yanlarında para götürmeleri de bundan kaynaklanıyor olabilir mi? Açgözlülük. Hep bende daha fazla olsun isteği.

Kim nereye düşerse düşsün, kim neyi yanında götürürse götürsün yanında mutlaka sevgiyi götürsün. Karşılıksız sevmek, maddiyatsız sevmek, bitmezcesine sevmek. Napolyon sana bu sözlerim. Sen 3 kez para diyerek ne kadar yaşayabildin sevgiyi. Sevmenin para olarak karşılığı var mı? Adaya da düşsen damdan da düşsen dara da düşsen sevmenin yok para olarak karşılığı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder